Skip to content

Mobil teknoloji nereden nereye

Last updated on Tuesday June 26th, 2018

Bugün okuduğum bir haberde, zamanının sükse yapan telefonlarından bahsediliyordu. O kadar çok tanıdık model vardı ki, hiç olmadık bir zamanda kendimi eskileri yadederken buldum ve bir yazı hazırlamaya karar verdim. Mobil dünya ve mobil iletişim konusunda nereden nerelere geldik dedirtecek, size karmaşık duygular yaşatacak ve bulunduğunuz mekanlarda nostalji rüzgarı estirecek bir yazıyla karşınızdayım.

Sevdiklerimizin sesini duymak cep yakardı

Nereden baksanız 15 yıl kadar öncesi… Büyük paralar vererek aldığımız 100 kontör, topu topu 25 dakika şebeke içi konuşmaya eşitti. Promosyonla, kampanyayla az da olsa o konuşma süresini biraz daha uzatabilirdik ama yetmezdi işte. Hele bir de aradığımız kişi farklı operatördeyse, aramanın bir dakikası 12 kontöre kadar çıkardı.

Gönderdiğimiz SMS’ler dolu dolu olurdu

Bir adet SMS göndermenin bedeli 2 kontördü, o yüzden her harf altın değerindeydi. Hiçbir kelimeyı kısaltmaz, uzun uzun yazardık. SMS göndermek büyük bir lükstü, öyle ki sadece özel günlerde ve çok acil durumlarda kullanılırdı.

Çaldırıp kapatmak çok anlam ifade edebiliyordu

Bazen durduk yere, bazen can sıkıntısından, bazen de eve vardığımızı ya da uyandığımızı yakınlarımıza bildirmek için aramak yerine çaldırıp kapatırdık. Tuhaftı ama, çaldırıp kapatmanın hep bir manası olurdu.

Herkes kendi çapında müzik yapardı

Özellikle besteleyici telefonların cebimize girdiği günlerde, standart zil seslerinden farklı olarak, sevdiğimiz şarkıları zil sesi olarak kullanmak isterdik. Bu günler öyle günlerdi ki, telefon ve telefon aksesuarı satan dükkanlarda bir de melodi kitapçıkları satılır; kitapçıklarda o zamanların çoğu popüler şarkısının besteleyici için uyarlanmış nota düzeni yazılı olurdu. Bu kitapçıklardan birine sahip olanlarımız, baştan sona notaları yazılmış bütün şarkıları denerdi. Her şey iyiydi güzeldi ama, ya çoğu şarkının notası bozuk yazılmış olur, ya da şarkının kitapçıktaki notaları, besteleyicinin hafızasına sığmazdı, bir yanımız hep garip kalırdı…

Hangimiz 8090’ı arayıp rastgele kontör dolum şifresi girmedi?>

Hangimiz düşmedik 0 kontöre, hangimiz kıvrandık çılgınlar gibi… Neyse efendim; 100 kontör, 250 kontör, kaç olursa olsun dayanmazdı, biterdi elbet.

İçimizdeki o deha çocuk bu mahzun halimize dayanamaz, ayaklanır, bir kontör dolum şifresi deneyelim derdi. O çaresizlik hali çok başka tabii, Arardık 8090’ı, başlardık şifre denemeye. Olmaz denen şifreleri bir araya getirir, ‘Dolum şifrenizi yanlış girdiniz’ anonsuyla, 90. dakikada gol yiyen takım gibi yıkılırdık. Ama dur… Hiçbir şey bitmedi deyip bir daha denerdik, sonra bir daha… Ve sonunda bize verilen üç hakkı doldurmuş olurduk. Bir gün dolup da bloke kalkınca şansımızı tekrar denerdik lakin, yine hüsran… Hep o ‘Biri tutturmuş, biz niye tutturmayalım’ diyen arkadaş yüzündendi onca çabanız. Yaş oldu 25, ama o tutturan arkadaşla hiç tanışamadım.

Telefonlardaki oyunlar da bir başkaydı

Yılan ya da Space Impact oynardı herkes, bu oyunlarda en yüksek puanı yapan kişi hepimizin süper kahramanı olurdu. Ortamlarda ondan gururla bahsederdik. Şimdilerde milyonlarca oyun var telefon için, ama bence hiçbirinde o oynaddığımız oyunların tadı yok.

Sesli mesaj servisleri vardı

Özel günlerinde sevdiklerimizin yanında olamadığımızda, onlara kendi sesimizden 30 saniyelik mesajlar gönderebiliyorduk. İşin en güzel tarafı da; içlerinden o anki günün ehemmiyetine uygun seçim yapabileceğimiz 10 adet şarkı vardı. Böyle mutlu olurduk işte…

Şimdi o kadar çok şeye sahibiz ki;

Sevdiklerimizin sesini duymak ya da yüzünü görmek için yüzlerce alternatifimiz var.

Artık SMS devri neredeyse bitti, anlık mesajlaşmalarımız var. Mesajlarımız da kısa kısa…

Çaldırıp kapatmak yerine; her duruma uygun binlerce Emoji, GIF, sticker gibi alternatiflerimiz var.

Dilediğimiz şarkıyı dinlemek ya da indirmek artık çok kolay.

Yüklediğimiz kontöre karşılık gelen dakika+SMS+İnternetli paketlerimiz var. Bazılarımız da faturalı hat kullanıyor. Bir zamanlar faturalı hat kullanmak çok büyük lükstü.

Uygulama mağazalarında çeşit çeşit kategorilerde bir sürü oyun var. İsteyen, dilediği oyunu oynayabiliyor.

Kimse de sesli mesaj göndermiyor artık. Eskidendi, çook eskiden…

Loading

Published inMy personal articles

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *