Last updated on Tuesday June 26th, 2018
Android bir telefonla son günlerim yazımı yazdıktan kısa bir süre sonra Apple Store’dan iPhone SE sipariş verdim, veLG G4 telefonumu elimden çıkardım. iPhone’u kullanmaya başladıktan bu güne kadar yaklaşık 2 ay geçti, ve söz verdiğim gibi dopdolu bir yazı hazırladım. Bu yazıda sipariş sürecimden, telefonla tanışma anımdan ve 2 aylık süreçteki izlenimlerimden bahsedeceğim. Bu yazıda anlatmak istediklerimi değerlendirmeden önce önceki yazıma da bir göz atmanızı isterim.
Android bir telefon ile son günlerim
Sipariş sürecim
iPhone modellerini etraflıca inceledikten sonra hem özellik, hem de fiyat bakımından benim için en uygun olan modelin iPhone SE olduğuna karar verdim.
Apple, yenilikçi özelliklerin daha küçük boyutlarda bir telefonda olmasını isteyen büyük bir kitlenin ihtiyacına cevap verebilmek hedefiyle, bu modeli geçen yıl piyasaya sürmüştü. SE modeli, Tasarım noktasında 5 ve 5S modeliyle aynı fiziksel özelliklere sahip ancak, teknik donanım tarafında yeni iPhone modellerinin özelliklerini taşıyor.
SE almak konusunda kesin karara vardıktan sonra, Apple destek uzmanlarıyla görüştüm. Telefon hakkındaki fikirlerini objektif bir şekilde dile getirdiler. Bu telefon kimler için uygundur, kimler için yetersiz kalabilir gibi hususlarda çok faydalı sohbetlerimiz oldu. Hafıza olarak 64 GB, renk olarak da gümüş rengi seçtik. Ödemeyi de yaptıktan sonra sipariş işlemi başladı. Siparişimi öğleden önce oluşturduğumdan aynı gün içinde kargoya verildi. Ancak o günlerde yoğun kar yağışı olması sebebiyle teslimat biraz gecikti. Sipariş öncesi ve sipariş esnasında iletişim kurduğum uzman son derece bilgili ve sıcakkanlıydı. Kendisine buradan ayrıca teşekkür ediyorum.
G4’e veda
Yeni telefonumun elime ulaşmasını beklerken birkaç yedekleme yaptım. Kişilerim, mesajlarım ve SD kartta tuttuğum dosyalarımı bilgisayarıma yedekledim, akabinde telefonu sıfırlayıp vedalaşmaya hazır hale getirdim.
iPhone’a hoş geldiniz!
iPhone elime ulaştıktan sonra heyecanla kutuyu açmaya koyuldum. Cihazın kutusu da kendisi gibi çok güzel tasarlanmış. Özen gösterildiği her noktasında belli oluyor. Kutudan şarj adaptörü, lightning kablosu, kulaklık ve kullanım belgeleri çıktı. iPad’den de aşina olduğum için açılış ekranı ve kurulum adımlarında zorlanmadım. Ağ bağlantısı, Apple kimliğinin eklenmesi gibi işlemlerden sonra artık başlamaya hazırdım.
İlk izlenimlerim
Uzun süre önce 5, sonra da 5.5 inch bir telefon kullandıktan sonra iPhone elimde çok küçük durdu, ama zamanla bu boyuta alıştım. Arayüz akıcı ve geçişler gayet hızlı. İlk dikkatimi çeken nokta da klavyenin performansı oldu. Hoparlörün ses kalitesi 4 inch bir telefon için yeterli ama ben biraz daha yüksek ses vermesini beklerdim. Telefon görüşmeleri esnasında karşı taraftan duyduğum ses de gayet iyi. Ekran küçük, bu yüzden ses de tiz çıkar diye yersiz bir düşünce vardı içimde ama çok şükür öyle olmadı.
2 aylık kullanımdan sonra
Telefon hakkında kesin olarak birşeyler söyleyebilmek için 2 ay gibi bir sürenin yeterli olduğunu düşünerek yorumlarıma başlıyorum:
Pil performansı alkışı hak ediyor. Standart kullanımda 2 günü bulabiliyorsunuz. Ben daha çok mobil ağ üzerinden çevrimiçi olarak müzik dinlediğim ve tarayıcıyı daha çok kullandığım için günün sonunda düşük güç uyarısını almaya başlıyorum.
Telefon kolay kolay ısınmıyor. G4’te en çok şikayet ettiğim konulardan biri Youtube ya da diğer uygulamalar üzerinden video izlerken telefonun çabucak ısınmaya başlamasıydı.
Uygulamaların açılış hızı can sıkmıyor. Tabii bu durum uygulamadan uygulamaya değişebiliyor. Özellikle sıklıkla güncellenen uygulamalarda hiç yavaşlık gözlemlemedim. Bunun en büyük nedeni, şüphesiz en yeni iOS sürümü için yapılan iyileştirmeler. Yine de Android’deki gibi beklenmedik uygulama hatalarına birkaç kez denk geldiğimi söyleyeyim.
Kullanım alışkanlıklarım sebebiyle işletim sistemine ve çalışma biçimine ayak uydurmak umduğumdan biraz zor oldu. En basiti, Bir sayfadan ya da bir uygulamadan çıkarken elim hep telefonun sol alt tarafında geri tuşunu aradı. Sabit bir geri düğmesinin olmamasına yeni yeni alıştım desem yeri var. Android’de bildirim gölgesinden hızlı ayarlara sadece bir kaydırma hareketi yaparak geçebiliyorken; iPhone’da da bir süre aynı şeyi yapmaya çalıştım. iPhone’da Ana ekran ve kilit ekranındaki araç takımları oluşturulurken Android’deki widget özelliğinden esinlenilmiş, ama Android’de widget kullanarak yapabileceğiniz çok çok daha fazla şey var.
Mesajlar ve FaceTime uygulamaları için söyleyecek fazla bir şey yok. FaceTime kullanan biriyle konuştuğum ilk dakikadan itibaren keşke daha önce bu kaliteyle tanışsaydım diyorum. Mesajlar uygulamasında en çok canımı sıkan durum, özel isimlerden gelen mesajları engelleyememek. Bir şekilde arama ve mesaj göndermesini engellesem de mesajlar yine bana ulaşıyor. Android Mesajlar uygulamasında, örneğin xy marketten gelen mesajları engellediğinizde bu mesajlar, uygulamanın arşivlenmiş mesajlar bölümüne otomatik olarak kaydediliyor ve bu mesajlarla ilgili bildirim almıyorsunuz. Apple ile görüştüğümde, bu konuyla ilgili çalışma yapıldığı bilgisini aldım. Bakalım ne zaman çalışmalar neticelenecek.
Siri gerçekten birçok konuda yardımıma yetişiyor. Müzik çalmak, döviz kuru hesaplaması yapmak, hava durumu bilgilerini söylemek ve Shazam API kullanarak o anda çalan şarkının adını bulmak yaptıklarından sadece birkaçı. Fakat bazı sorulara cevap veremiyor: Google sesli arama kullanarak İstanbul’da günlük namaz vakitlerini, Fenerbahçe’nin ya da United’ın sonraki maçlarını vs öğrenebiliyordum. iOS için Google uygulamasında da Google sesli arama özelliklerini kullanabiliyor olmamız büyük şans. Siri demişken, Apple’ın ses tanıma motoru da mükemmel. Dikte özelliğini kullanarak not aldığımda neredeyse hiç hata almadım.
iTunes’a ister istemez işim düşüyor. Arayüzüyle ve performansıyla ilgili 100’den fazla yergi tweeti atmışımdır fakat el mahkum… O olmadan olmuyor. Fikrimden yine de vazgeçmedim, iTunes’u hiçbir zaman sevemeyeceğim.
iOS için Google uygulamaları Android’deki kadar performanslı değil. Google uygulamasıyla arama yaparken ya da Drive’da dosyalara bakarken Android’de çok daha az zaman harcıyordum. Drive uygulamasında bir dosyanın işlenmesi gereğinden uzun sürüyor.
Parmak izi okuyucusu çok başarılı. Ekranı açma ve bir uygulamaya giriş hızı beni tatmin etti.
İstediğimiz bir müziği zil sesi yapmak bu kadar zor olmamalıydı. Alternatif olarak iTunes mağazasında 1 liraya zil sesleri var. Çok güzel zil sesleri olduğu gibi şarkıların cover versiyonlarının zil sesleri de var. Bazı şarkılar da zil sesi olarak kullanmak istemeyeceğim yerlerden başlatılmış. Ben bu işte bir kasıt olduğunu düşünüyorum.
Ana ekranı ve sayfaları kişiselleştirmek zahmetsiz. Bu yüzden Nova Launcher gibi bir uygulamanın yokluğunu hissetmiyorum. Spotify uygulamasında Android versiyonuna göre birkaç ek seçenek var. En önemlisi de equalizer modları. Android için Spotify’da equalizer bir süre önce sessiz sedasız kaybolmuştu. Twitter uygulaması da resmi uygulama olduğu için çok fazla sponsorlu tweet önüme çıkıyor. Diğer Twitter istemcilerini deneme fırsatım olmadı. Weather Timeline gibi bir uygulamayı da halen arıyorum. Varsayılan hava durumu uygulaması bana çok yavan geldi. Benzer özelliklerde bir uygulama bilen beri gelsin. Bulut tarayıcısı olarak FileHub, VLC ve Stream uygulamalarını kullanıyorum. Ama LG’nin bulut tarayıcı uygulaması çok farklıydı.
İşin erişilebilirlik kısmına gelince iyi ki bu telefonu almışım diyorum. Kamerayı kullanmak, Metin düzenlemek, web sayfalarında dolaşmak ve dahili braille klavye avantajı ile yazı yazmak çok daha kolay. Uygulama geliştiricileri de Android’e nazaran iOS için daha çok erişilebilir uygulama geliştiriyorlar.
Bu telefonu daha çok uzun zaman kullanacağımı düşünüyorum. Bugüne kadar aldığıma pişman olduğum bir durum olmadı. Küçük boyutlu oluşu, güçlü özellikleri, sistemin erişilebilirliği ve performansıyla tam aradığım telefon olduğunu bana gösterdi.
İzlenimlerimle ve bu yazıyla ilgili yorumlarınız var mı?
hoş geldin. hem kendine hem bize çok desteğin olacğını düşünüyorum. güzel bir yazı olmuş devamını bekliyorum. sevgiler.
merhabalar, telefonu almanıza ve memnun kalmanıza sevindim. Güzel günlerde kullanmanız dileklerimle. Cihazı keşfettikçe dahada memnun kalacaksınız. Sizlere tavsiyem telefonda ekranı seslendir diye bir özellik mevcut, o özelliği kullanmanız. faydasını göreceksiniz. gerektiğinde sizler ile telefon FaceTime yada mesaj yoluyla görüşüp ücretli iken ücretsize düşmüş uygulamaları paylaşabilir ve telefonu dahada özgür kullanmanız sağlanabilir. bana e-posta adresim üzerinden FaceTime İMessage yoluyla ulaşabilirsiniz. saygılarımla.